Formları indirin.pdf
Otizm spektrum bozukluğu en sık karşılaşılan gelişimsel yetersizlik gruplarından olup giderek daha sıkça görülen bir spektrum bozukluğudur. Otizmin giderek daha fazla görülmesi toplumların öncelikli olarak eğitim ve sağlık sistemlerine önemli baskı oluşturmaktadır. Çünkü, doğal olarak, otizm spektrum bozukluğu olan bireyler ve aileleri olabildiğince bağımsız yaşama ulaşmayı talep etmektedir. Modül 1’de açıklandığı gibi otizm spektrum bozukluğu olan çocuk ve yetişkinler heterojen bir grubu oluşturur. Diğer bir deyişle, otizmli bir çocuğun davranış ve öğrenme özellikleri ve aynı zamanda gereksinimleri bir diğer otizmli çocuktan çok önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Dolayısıyla, bu farklılık ve çeşitlilikler sunulan hizmetlerin de zamanla farklılaşmasına ve çeşitlenmesine yol açmıştır ve günümüzde daha fazla sayıda seçeneğin üstelik oldukça cazip biçimde sunulduğu görülmektedir. Ancak, bunlar arasında en etkili seçeneğe karar verebilmek ya da bu seçeneklerin gerçekten de otizmli bireylerde istendik gelişmeleri sağlayabilme gücü olup olmadığını bilebilmek ya da bunların herhangi bir zararlı/yan etkisi olup olmadığını bilebilmek anne-babalar ve uzmanlar açısından önemli bir sorunu oluşturmaktadır. Yeterince etkili olmayan bir seçeneğin tercih edilmesiyle birlikte hedeflenen gelişmelere ulaşılamadığında anne-baba ve ve eğitimciler duygusal açıdan sorun yaşamakla birlikte bu uygulamaların sonucunda zaman, enerji ve maddi kayıplara uğramaktadırlar. Tabi ki bu durumun çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri ise en önemli sorundur. Dolayısıyla, sunulan seçenekler birbirlerinden çok farklılaştığı için seçim yapılması durumunda hangi ölçütlere dikkat edilmesi gerektiği önem taşımaktadır. Ancak, otizmde eğitim ve terapi yöntemlerinin tanıtımına geçmeden önce bu bölümünde, otizmli bir çocuğa hangi uygulamanın yararlı olacağını nasıl bilebileceğinize ilişkin ipuçları sıralanmıştır. Bu amaçla, çocuğa ve uygulamaya ilişkin olmak üzere iki temel noktada bilgi sahibi olmak önemlidir. Bu noktalara izleyen bölümde ayrıntılarıyla yer verildikten sonra etkili uygulamaya karar verebilme konusuna ışık tutan ve günümüzde üzerinde giderek daha fazla durulan bilimsel dayanaklı uygulamalar kavramı ele alınmıştır.
Modül 1’de otizm spektrum bozukluğu, belirtileri, tipik özellikleri gibi konulara ayrıntılı olarak yer verilmiştir. Bu modülden de anlaşıldığı gibi, otizm bir spektrum bozukluğudur ve oldukça heterojen bir grup söz konusudur. Bir çocuğun spektrumda bulunduğu yer onun bu bozukluktan etkilenme derecesini ortaya koyar ve otizmden etkilenme derecesine bağlı olarak hemen her program çocuğun gereksinimlerine göre bireyselleştirilerek planlanmalıdır. Hangi programın seçileceğine ilişkin karar verebilmek için otizm spektrum bozukluğuna ilişkin bilgilerin yanı sıra aşağıda sıralanan noktaları da dikkate almanızı öneririz.